5 Mar 2010


hayatı ,hergün bu yeniyıl ağacını süsler gibi süsleyebilsek...oysa hep,birşeyler olsa da diye beklemede buluyoruz kendimizi. bazen,şansızlıkların şansından mıdır,öyle bir hayat yaşarki, insan,farkındalığı öğretir yaşam ona. bu ana şükretmeyi de...Yılların ilerlemesinin güzel yanı,kendi adıma büyüyor olabilmek....yüzümde çizgi var mı diye aramıyorum.farkında değilim,yıl aldığımın,sanırım ruhum donmuş kalmış biryerlerde,hala umutlu,hala çocuk,hala çok saf belki de,bu bazen ürkütüyor beni,korunaksız bir yürekle ortalarda dolaşmak,tehlikeli miki diye,,sonra boşver öteki türlüsü zor zanaat. diyorum kendime....nereden yakalarsak yaşamı,ruhu dinginleştirip,önem sıralarımızı değiştirebilmeyi,istediğinde özgürce küçük bir çocuk gibi olabilmeyi(bu yaşda yakışırmı şimdi,ne derler demeden)başarmak,kapıyı, o gün aldığın uzun elbiseyi,bir davetin olmasını bekleyemeden,çocukca bir hevesle giyinip açıvermek dostbildiğin yüreklere güvenip.ki,yinede gözlerinin koskocaman açılmasını,bu da ne,şimdi diye...göze alıp,onların yüreklerine güvenme lüksüne sahip olmak çok güzel.bu telaş niye,ne bu acele...bilmem....ya da bilirim de...hayatı yakalamak belki de...en güzel elbiseyi sonraya saklamak,en güzel fincanı misafire kullanmak,bana göre değil.hepinize iyi haftasonları canlar...yarın sabah,en güzel fincanınızı çıkarın kahvaltıya,ve beraber yudumlayalım zamanı,bir başka mekanlarda olsak da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder