4 Şub 2010

EVVET.BEN GELDİİM.Bu günün sonuna gelmek üzreyiz,niye deriz ki,sanki,iş bitince günde gidiyor. hep bir sonraki zamanı beklemeye alışmışızdır büyürken. bu bizim,toplulumuzun öğretisimidir nedir,vebunu nasıl ana çevirebiliriz.kendi adıma,ben hep böyle idim eskiden. annemlegezmeye giderdim,bir sonraki gezmenin hayalini kurarak. ben çocukken,günleri olurdu,hanımların ayda bir kez.belki 40 a yakın kişi gelir ve bazen evsahibesiyle sohbet edemeden giderdi.komik bir durum,şimdi buradan oraya bakınca. ee,ayda 30 gün var pazarları çıkar ,28 gün kalır geriye,bu durumda,gün başına 2-3 gündaveti denk düşmekte. kolaymı hepsine icabet etmek.neyse,ben sabah okuldan döner,ayakkabılarımı çıkarmadan,diz çöküp antrede ödevimi bitirirken,annem lokmalarımı elime verirdi,güne yetişicez diye. bu fasıldan dönerken,eve yaklaşma karanlığında,değişmez sorum ve cevabı tekrarlanırdı her seferinde....-akşama nereye gideceğiz?-dur kızım,daha eve bile girmedik daha,ççççtttttt....niye kızardı bu kadar anlamazdım hiç.bu arada derslerim hep iyi olmuştur belirteyim.sınıfımıngülü denilenlerdendim,eee gerçekten hatıra deftrime böyle yazmıştı,FERİDE örtmenim..sanırım,tekçocukluğun getirisi,evde bırakamamanın sonuçlarıydı bunlar.benim keyfim yerindeydi ama. ta kiiii,ortaokula kadar. işte orada bu saltanatım kaydı elimden. hele,lise zamanı,offff...tüm şatafatlı yaşantım,o teyzelerin lazerli ayakkabı çantaları,kürk yakalı parfüm kokulu mantoları( 7 yaşında,yıldız hanıma olan hayranlığımdan ötürü,zira film yıldızı gibi görünmüştü bana,aşağıdan yukarı bakınca,biraz uzuncaydı da....beyaz uzun kürk mantosu,beyza rugan çizmeler,ve sıkıca arkaya toplanmış topuz saçlarıyla kapıyı açmış ve benim donmuş halimi çözmek için uğraşması gerekmişti:)))),evet sırf bu yüzden 40 yaşıma gelince, gidip, beyaz kürk manto ve beyaz çizmeleri aldım.lakin, çocukluğumda,yatağın üzerine bırakılan,(30-40 kişilik portmanto olamıyor tabiiki)o mantoların,kürklerin parfü kokuları neden benimkilerde olamıyor ,çözemedim gitti bu işi. ve pek bi bozulduğumu söylemeliyim,ne koklardım ben onları,geri götürürken. chanel marka parfümler vardı. kıbrısdan gizli gelirdi bazılarıda...ne kıymetliydi az olan şeyler... oysa şimdi,,,hergün bayram....bu arada,çoook sonraları annem itiraf etti,büyük bir zaman dilimiiçin,okumazmı bu kız diye korku içinde beklediğini:))bu anlattıklarım,belkide ortamı bilmeyenlere çok anlamsızda gelebilir,ama inanın bu benim hayatımdan ve ben keyifle yazıyorum,önemli olan da bu benim için şu an. aslolan,kalemin korkmaması,yüreğinin getirdiklerini parmak uçlarından akıtması bence....evet,görüldüğü üzre OKUDUM tabii ki.ama yine burnumda o eski zamanların,peynirli boğaçalı günleri,ve geleceğe umudları, bende büyüyeceğim birgün düşleri. haaa,birde bazen bir yorgun dönerdim günlerden,zira,acaba bu ev başka nasıl dekore edilirdi,hmmm,desenli halıyla desenli koltuk birlikte olmaz,ben olsam.......diye mesai yapan küçük beynim yorulurdu işte ....